AH BE! KUZU ...


Afbeeldingsresultaat voor verkiezingen 2017
Tunahan Kuzu (DENK)
15 Mart Hollanda seçimleri ve 
DENK'in Kuzu'su üzerine.

Hollanda 15 mart seçimlerine hazırlanırken kampanyalar da hız kazandı. Partilerin seçim kampanyaları giderek sertleşiyor. 

İslam karşıtı PVV partisinin toplumu ayrıştırıcı tutumu bize çok tanıdık. Buna bir de Hristiyan Demokratlar CDA, Partisine kadın delege kabul etmeyen, kadını ikinci sınıf gören, tüm Müslümanları bir kefeye koyarak düşmanca tavırlar sergileyen SGP ve Hristiyanlar Birliği CU de katılınca, Hollanda da yaşayan göçmen kökenli Müslümanların konumu yoğun tartışılır oldu. 

Bu partilerin bazı sözcülerinin Müslümanları potansiyel terörist gösteren açıklamaları, zaten var olan ve giderek artan ırkçılığı iyice körüklüyor. 

Bu tür söylemler genelde partilerin oy potansiyellerini arttırmayı amaçlıyor, bunu biliyoruz. Ancak bu tavır ülkedeki azınlıklar arasında huzursuzluk yaratıyor. İstenilenin tersine 'uyumsuzluk' artıyor. Toplumda ayrışma giderek yükseliyor. Avuntumuz bu partilerin mecliste sadece bir kaç temsilcisinin olması. 

Eskiden büyük bir parti olan ve defalarca koalisyonlarda yer alan Hristiyan Demokratlar (CDA) ise artık eskisi kadar etkili değil. 
Son yıllarda önemli oy kaybına uğrayan parti 30' dan düşerek 10-15 temsilcisini meclise zor sokacak gibi. 

Son yılların özellikle de Liberal parti VVD 'nin başını çektiği son iki dönemin uyum politikalarındaki yanlışlıklar sonucu maalesef giderek artan bir yabancı düşmanlığına şahit olmaktayız. 

Tüm Avrupa da görülen sağa kayış artık Hollanda da açıkça görülüyor. Ülkedeki Müslümanlara karşı ayrımcı tutumuyla tanıdığımız PVV partisinin son verilere göre en büyük parti gözükmesi bu değerlendirmeyi destekliyor. 

Tüm bu olumsuz havaya rağmen, yabancılara negatif bakışın karşısında yer alan Yeşil Sol, Demokratlar 66, İşçi Partisi ve Sosyalist Parti SP yabancılara arka çıkan tavırlarıyla dikkat çekiyorlar. 

Söz konusu partilerin aldığı, (bir çok konuda) ortak hareket etme kararı, bu partilerin oy potansiyelini yükseltecek gibi. 

Özellikle de Yeşil Sol (GL) partisi hızla yükseliyor. Başındaki genç başkan ile Hollanda siyasetinde yeni bir havanın eseceğine dair işaretler var. 

Afbeeldingsresultaat voor verkiezingen 2017
Şunu açıkca ifade edelim. Hollanda avrupa'nın en zengin ülkelerinden biri ve göçmenler bundan kısa bir dönem öncesine kadar oldukça rahat bir konumdaydılar. 

Son 10 yıldır göçmenlerin uyum politikalarındaki sorunlar sürekli olarak konuşuluyor ancak, çözümler üretmede sorun var. Sürekli değişken yapısı dolayısıyla da göçmenler gündemden hiç düşmüyor diyebiliriz. Ülke son dönemde başta Suriyeli olmak üzere diğer bir çok ülkeden göçmen akınına sahne oldu. Bu ani göç dalgasına hazır olmayan Hollanda epey bocalıyor. Bu da zaten zor konumda olan yerleşik göçmenlerin konumunu daha da ağırlaştırıyor. 

Yine de günümüzde yaşanan tüm bu olumsuzluklarına rağmen, diğer Avrupa ülkeleri ile bir kıyaslama yaparsak, 'Hollanda yabancıların en rahat ettikleri ülkelerden biridir' diyebiliriz. 

Önümüzdeki 15 mart seçimlerine çok az bir zaman kaldı. 

Seçimlere katılan partiler arasında İşçi Partisi PvdA dan ayrılarak DENK isimli oluşumu kuran iki Türk kökenli gencimiz de kurdukları bu parti ile seçimlere hazırlanıyorlar. 

Genelde yabancılara yapılan ayrımcılığa karşı yola çıkmış olan DENK gerçek bir Hollanda partisi olma iddiasında.

DENK'in asıl oy potansiyeli, çoğunlukla Hollandalı Türklerden oluşuyor. Türklere ait Cami dernekleri ve bazı sivil toplum kuruluşları, dernekler bu oylarda önemli rol oynuyor.

İyice yaklaşan seçim kampanyaları ile birlikte Tunahan Kuzu nun başını çektiği DENK'in çıkışları dikkat çekici. Sık sık televizyon kanallarında, çeşitli programlarda görünüyor. 

Meclis de sık sık dile getirdikleri, ayrımcılık olaylarına tepkileri ile aşırı islam düşmanı PVV ye karşı duruşları ile özellikle de Hollanda Türk toplumunda puan topluyor. 

Ne var ki DENK tüm bu çıkışlarında hep savunma durumunda olduğundan, sürekli şikayet eder tondaki demeçleri dolayısıyla genel olarak baktığımızda Hollanda siyasetinde pek de sevimli bulunmuyor. Aksine Hollandalı kesim tarafından toplumu ayrıştırmakta olduğu suçlamasına maruz kalıyor. 

Bunun en yeni örneğini ise dün itibarı ile yaşadık.

Tunahan Kuzu Partisi DENK aracılığı ile yaptığı bir konuşmada Yabancı hastaların ayrımcılığa uğradığı iddiasını dile getirince ortalık karıştı. 

Bu güne kadar sık sık radikal denecek çıkışlarla dikkat çekmeyi başaran DENK bu çıkışıyla epey sert tepkiler de alıyor.

Tunahan Kuzu partisi aracılığı ile hastanede (yaşlı) hastaların dil sorunları nedeniyle bazı hastanelerde iyi bakılmadığını ve en önemlisi kendisine aktarıldığı gibi bu hastaların bazı doktorlar tarafından gereğinden çok önce yaşamlarına son verildikleri iddaisında bulunuyor. 

Bu oldukça önemli bir iddia, ancak bu konuda henüz söylentilerden, şikayetlerden başka hiçbir belge göremedik. 

Tunahan Kuzu bu iddiayı iyice araştırdıktan sonra basına açıklama yapacağını söylüyor. 

Genelde Hollanda halkı bu iddiaya çok kızdı. Tüm medya da olayın üzerine gidince toplumda DENK'e karşı tavır koyanlar çoğaldı. 

- Böylesi bir suçlama yenilir yutulur değil- diyenlerin yanı sıra bazı kesimler ise DENK'i ciddiye almadıklarını, O'nun islam düşmanı PVV ile aynı kefeye koyarak PVV başındaki Wilders'in bir tür Yabancı versiyonu olarak değerlendirdi. 

Tunahan Kuzu nun bu çıkışına bir başka tepki de birkaç Türk kökenli doktorun ortak bir bildirgesi oldu. 

Türk kökenli Doktorlar bu iddianın asılsız olduğu ve kendilerine de zarar verdiği görüşündeler. Yazı gazetelerde yayınlandı. 

Bana göre de DENK'in bu hazırlıksız çıkışı sadece Türk kökenli doktorlara değil tüm Hollanda Türk toplumuna zarar vermekte. 

Hollanda'da yabancı düşmanlığı yapan kesimlerin varlığı hatta bazılarının ırkçı tutumları yaşadığımız bir gerçek. 

Ne var ki durumun DENK'in savunduğu boyutlarda olduğu konusunda şüphelerim var. 

Bu durumu gündeme getirmek onun ve partisinin en büyük görevlerinden biri olabilir ancak, konuyu bu şekilde hiçbir belge sunmadan ortaya atmak DENK'e fayda dan çok zarar verir.

'Kaş yaparken göz çıkartma' gibi bir durum. 

Umarız Tunahan Kuzu ortaya attığı bu iddiasını fazla uzatmadan belgelere dayanarak basına açıklar. Aksi halde daha önceki çıkışları dolayısı ile olduğu gibi 'Türkiye'nin (Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın) uzun kolu suçlamalarından kurtulamayacak ve bizleri olduğumuzdan daha da zor duruma sokacak. 

Hayır'lı seçimler.

https://www.nrc.nl/nieuws/2017/02/28/stekker-eruit-trekken-kuzu-hoe-dan-7043983-a1548085



Yorumlar

Popüler Yayınlar