Türkiye Barolar Başkanı Metin Feyzioğlu Hollanda'da



Metin Feyzioğlu,
16 Nisan referandumundan HAYIR çıkma olasılığı çok yüksek!

Türkiye Barolar Başkanı Metin Feyzioğlu 18 Şubat 2017 Cumartesi günü Hollanda da yaşayan Türk sivil kuruluşlarının davetlisiydi. 
İzmir Baro Başkanı av. Aydın Özcan da kendisine eşlik ediyordu.

Feyzioğlu’nun Rotterdam konuşmasına yoğun ilgi vardı. 
Salon dolup taşmış hatta birçok insan salona girememişti.

Kalabalıktan çok mutlu olduğu görülen Türkiye Barolar Başkanı Metin Feyzioğlu salondakilere Türkiyedeki yaşananları parti ayrımı yapmadan sadece bir hukukcu gözüyle değerlendirdiğini anlatıyordu.



Türkiye’deki 16 nisan da yapılacak referanduma değinen Feyzioğlu, görüşlerinin tarafsız olduğunu, gerçek belgelere dayandığını söylerken;

-  Her gün yurdumuzun bir başka yerinde halkla buluşup konuşmalar yapıyor onları dinliyorum. Bu yurtdışı buluşmalarımızda da sevinerek görüyorum ki insanlarımız 16 nisan’ın bir dönüm noktası olduğunun farkında ve yeni anayasa ve Başkanlığa olumlu bakmıyor. Bana göre büyük bir olasalıkla seçimden HAYIR çıkacak. İzlenimlerim bunu gösteriyor-  diyordu.

Konuşmasının yapıcı olduğunu, sadece AK Partiyi eleştirmek için konuşmadığını, kim olursa olsun Türkiye için yapılan iyi şeyleri AKP de olsa olumlu değerlendirdiğini ancak yanlışlara da yanlış dediğini söylerken CHP nin aldığı karar gibi, kampanyada hakaret ve karalamalardan uzak uzlaştırıcı bir dil kullanarak sadece gerçekleri halka anlatmaya çalıştıklarını ifade etti.

- Türkiye'nin Orta-doğu ilişkilerine tarafsız baktığımızda
 Atatürk’ün çizdiği yolun ne kadar doğru olduğunu
yaşananlar bize bir kez daha göstermektedir’- 
diyordu.

 

   Tabi ki O bir milliyetci 
    
    Kendi ifadesiyle, onun milliyetciliği her türlü ırk, din, mezhep ve etnisite ayrımcılığından uzak, ülkemizdeki tüm unsurları kucaklayan, herkes için eşit adalet ve özgürlük diyen vatan sevdasıyla dolu gerçek bir Atatürk milliyetciliği.

Ülke’nin her bir yerini dolaşmakta olduğunu ve çeşitli görüşteki insanlara Yeni anayasa ve Başkanlık hakkındaki görüşlerini anlattığını, halkın artık gerçekleri daha iyi görmeye başladığını, Türkiye’nin bir rejim değişikliğinden, başkanlıktan çok, daha geniş özgürlüklere ve gerçek bir demokrasiye ihtiyacı olduğunu söylüyordu.

Hükümete yönelik eleştirilerinde dikkatli bir dil kullanarak, AKP seçmenini ayrıştırıcı, karalayıcı, hakaret dolu söylemlerle ikna etmenin yanlışlığına değiniyordu.

Bizi ayırmak isteyenlere karşı biz tam tersini yaparak olumlu, yapıcı ve birleştirici bir dil kullanmalıyız. 

Referandumda Evet diyecek olan Ak Parti seçmeni ne kadar bu ülkenin ayrılmaz bir parçasıysa aynı zamanda HAYIR diyen de bu güzel ülkemizin saygın bir evladı.

İnsanları vatan haini suçlamalarıyla birbirinden koparmanın yanlış bir yol olduğuna ve kampayanın dilinin yapıcı, birleştirici olmasına vurgu yaparken;

- 16 Nisan ülkemiz açısından söylendiği gibi olumsuz bir durum değil hatta bu bizler için, güzel ülkemiz için yeni bir fırsat, 

Bu bir parti seçimi falan değil, 16 nisan seçimi ülkemizin geleceğini belirleyecek olan çok önemli bir seçim.- 

İşte bu nedenden insanlarımız kendi görüşleri ne olursa olsun, EVET ya da HAYIR, mutlaka, ama mutlaka kendi görüşüne göre özgürce gidip oyunu kullanmalı. 

Bu herşeyden öte ülkemizin geleceğini belirleyici olması bakımından bir görev de ayrıca. Lütfen sandığa gidin ve gönlünüze göre, ülkemizin geleceği adına oyunuzu kullanın.-

Feyzioğlu’nun konuşmasında dikkat çeken iki konu.

Birincisi; Feyzioğlu konuşmasında inceden Hükümete eleştiri getiriken kullandığı örnekte demokrasiden bahsederken, onu yenileyip yükseltmemiz gerektiğine örnekleme olarak şöyle diyordu;

-  ‘Madem ki evimizi değiştireceğiz, öyleyse daha iyi bir yere çıkmalıyız. Daha yükseğe esela. Madem ki taşınacağız, şöyle daha ferah üst katlarda bir yere taşınmalıyız değil mi?. Mesela 5 kat’a, daha güzel, rahat bir yere ve, olursa geniş balkonlu 5.nci kattaki bir güzel bir daireye -.

Feyzioğluna zaman darlığından soramadım.

Peki sayın Feyzioğlu neden 5.nci kat? ...

Neden şöyle feraf, mis kokular içinde yemyeşil bahcesi olan müstakil güzel şirin bir ev değil de illa 5.nci kat.?  Üstelik O' 5.nci katın bir de asansör sorunu olmayacak mı?...

Sanırım sayın Feyzioğlu da artık hızla betonlaşarak değişen ülkemizde görkemli yüksek gökdelen tipi konutların ihtişamına kaptırmış kendilerini.

Yeşilden her gün taviz verdiğimiz bu günlerde sloganlarımızda artık kat yerine doğa içinde büyüklüğünden çok içinde mutlu olabileceğimiz belki küçük ama yeterli ve çok şirin evler daha çekici olmaz mı?...

İkinci konu ise şu ayrıştırıcı söylemler konusu.

Sayın Barolar Başkanımız;
-  
 - İzlenimim o dur ki bizi ayrıştırmaya kalkanlar başaramayacaklar zira biz Türk milleti olarak bir bütünüz ve bu bütün oluşumuzu hep göstermişizdir. Bu durum bizim milletimizin karakterinde var, bizi bölemezler...- diyordu.

Aklıma AKP kampanyasında hem AKP yönetiminin tepesindekilerin hem de sayın Cumhurbaşkanının konuşmalarında kullandıkları ayrıştırıcı cümleler geliyor.

‘HAYIR cılar vatan hainidir!.
Hayır diyenler pkk ile aynı çizgide dir. 
Fetö cudur, teröristtir, vatan hainidir, vs. vs.’.

HAYIR diyenleri sokakta bekliyenler de var. 

Hayır kampanyalarına saldıranlar da, ancak işin en vahim tarafı EVET kampayası yürüten ve tarafsız olması gereken sayın Cumhur Başkanı nın söyledikleri.


Salondakilerin de bu iki konuda bazı itirazları olduğuna şahid oluyordum. Yanindaki arkadaşına sakin ama hoşnutsuzluğunu ifade eden bir suratla konuşan bir kadın;

-Yahu iyi de baksana adamlar ne vatan hainliğimizi bıraktılar ne teröristliğimizi..-

Kısaca, yani tamam ayrımcılık yapmayalım ve onu zaten biz yapmıyoruz ama bakar mısınız, adamlar bizi çoktâaan ayırmışlar. 

Her türlü hakareti bize hak görenler, bizden bahsederken en yüksek ağızlardan koro halinde haykırıyorlar;

Onlar var ya onlar, işte onlar .... diyorlar.

 
resimlerin üzerine tıklayarak büyük bakabilirsiniz.

Yorumlar

Popüler Yayınlar