... ve sinema



Sinema aşkı çocukluğumda başlayan bir tutku 

Doğduğum küçük kasaba da yazlık ve kışlık olmak üzere 5 sinema salonu vardı.
O zamanlar Televizyon henüz yoktu tabi. İyi ki de yokmuş. Şansıma o nezih kıyı kasabasında yerli yabancı o kadar çok film izledim ki saymakla bitmez. İzlediğim birçok sinema klasikleri bende inanılmaz heycan yaratmıştı. O çocuk yaşlarımda şayet sinema da değilsem (ki pek nadir), bulabildiğim tüm sinema dergisi, kitabı ya da bir yazısı varsa, onları büyük bir heycanla yutarcasına okurdum.

Giderek zamanla ufak ufak kendi hikayelerimi de yazmaya çalışır, yazdıklarım pek önemli olmasa da o günlerde bu işten büyük haz alırdım.

Hollanda ya geldikten sonra da sinematek lerden yıllarca çıkmadım. Doyasıya Sinema yaşıyordum.
Aslında hiç bitmedi o tutku. Bu gün bile yaşadığım yeni memleketimdeki Sinematek'i sürekli ziyaret eder daha önce görmediğim filmlerde yeni tadlar yaşarım.
Sinema yaşamımın önemli bir parçası olmuştu.

Sinema kosunda öğrendiklerimi, bildiklerimi paylaşma isteği başlayınca da sinema yazıları yazmaya çalışıyordum. Bu güzellikler mutlaka paylaşılmalıydı.

Bir gün elime  fotoraflarını gördüğünüz '...ve sinema' kitapcığı geçti.


Gördüm ki benim gibi Sinema aşığı bir grub insan zamanın zor koşullarında inatla sinema dergisi çıkarıyorlardı. Bu vesile ile dergiyi yayınlayan güzel dostum Hüseyin Sönmez ve eşi Rezzan'ı tekrar anmak isterim. O zamanlar Cağaloğlunda ki küçük büro'sundan çalışan sevgili Hüseyin, Hil yayınları adı altında çeşitli kitaplar yayınlıyordu. ...ve sinema'da onun ve arkadaşlarının çabalarıyla olmaz denileni başarıyorlardı.

Ben yazık ki ancak son birkaç sayısına yetişebildim ve sanıyorum 2 ya da 3 yazı yazabildim.
Daha sonra '...ve sinema', kağıt yokluğu ya da masrafların boyu aşması sonucu ne yazık ki devam edemedi ama yaptıkları iş bana göre çok değerliydi.

Sevgili Hüseyin daha sonra eşi Rezzan ile birlikte Beyoğlu'nun ara sokağında o çok meşhur yayın evi/ kitapcısını açtılar. 'Pandora' 90 ların en önemli kitabevi olmanın yanı sıra ünlü, ünsüz birçok yazarın da uğrak yeriydi. Kitap almak ya da karıştırmak için içeri girdiğinizde mutlaka günün baba yazarlarından birini bir köşede elindeki kitaba dalmış çayını yudumlayan ya da başka bir yazarla sohbet eden yazarlarımızı görürdünüz.



Sevgili Hüseyin ve Rezzan la görüşmeyeli epey oldu.
Umarım onları yakın gelecekde tekrar görme imkanım olur.

Bir sinema yazısı için kitaplığımı karıştırıken ...ve sinema' nın nasılsa saklamış olduğum birkaç sayısına rastladım. ...ve sinema bana tekrar sevgili Hüseyin ve Rezzan'ı hatırlattı.

Diğerlerinin isimlerini unuttum ama dergiye çok emeği geçen Ufuk ve İhsan Kabil aklımda. İhsan Kabil ülkemizde sinema profösörü olmuş diye duydum. Sinema severler olarak hepsine sinema gibi zor bir alanda paslaştıkları için çok şükran borçluyuz.

...ve sinema' hakkında anlatcak dah çok şey var. Belki sırası gelince tekrar konuya dönerim.
Şimdilik emeği geçen herkese, bilhassa da Hüseyin ve Rezzan'a buradan ayrıca çok selamlarımı iletmek istedim

Sinema dolu günler dileklerimle...





Ahmet Palaz





(not: fotografların üzerine tıklayarak büyük boyut izleyebilirsiniz.)

Yorumlar

Popüler Yayınlar