CUMHUR'UN BAŞI - YENİ TÜRKİYE
A.Palaz
(Hollanda Televizyonunda Başbakan Erdoğan alt yazı : Eylemcilerden rica ediyorum eyleme son verin. |
Geçtiğimiz 10
ağustos 2014 tarihinde Türkiye oldukça yüksek tansiyonlu bir seçim yaşadı.
Cumhuriyet tarihinde bir ilk olan bu
seçimde halk ilk defa Cumhurbaşkanını kendi seçti.
AKP adayı
Başbakan Erdoğan diğer adaylara %14 gibi bir fark atarak %51.8 ile
Türkiye tarihinde bir ilke imza attı ve kendi deyimiyle ‘Yeni Türkiye’nin yeni Cumhurbaşkanı
oldu.
Tartışması uzun
sürecek olan bu seçimin ardından taraflar şimdi bir sürü soruya yanıt arıyor. Kazanan taraf bayram havasında iken kaybeden muhalefet ‘nasıl olur yahu’ şaşkınlığı
ardından yaşadığı hezimeti kendinden
başka her yerde arar durumda.
Seçimde kaybeden
özellikle CHP kadrolarındaki umutsuzluk, partinin yok olma tehlikesini gündeme
getirdi ve parti içinde suçlu arama yarışı Kılıçdaroğlu’nun suçu oy vermeyen
halk’a atmasıyla doruğa ulaştı.
Seçim öncesi
kampanyalarda Çatı adayı (CHP-MHP toplam14 partinin desteklediği) Ekmeleddin
İhsanoğlu nun gerçekde pek de eşit olmayan şartlarda sürdürdüğü kampanyası muhalefet taraftarlarını tatmin etmedi.
Özelliklede son
açıklamalarındaki, aslında Erdoğanın politikasını beğendiği türden sözleri,
kendisine oy vermesi beklenen kesimi büyük hayal kırıklığına uğrattı.
CHP içinde de
daha önce dile getirilen çatı adayının yanlış seçim olduğu görüşleri
Kılıçdaroğlu ve ekibi tarafından değerlendirilmedi ve (tıpış tıpış oy vereceksiniz)
çatı adayındaki ısrarları, partide zaten var olan huzursuzluğun boyutunuda
büyütmüş oldu.
Seçimlerin asıl dikkat
çeken başarılı adayı ise Selahaddin Demirtaş oldu. Kampanyasında kullandığı sözlerle dikkatleri
çekti.
Aslında Erdoğan karşısında tek alternatifi ortaya o koyduysada, çoğunluğu Kürt kökenli vatandaşların oluşturduğu sınırlı bir seçmen kitlesiyle
% 10 a ancak yaklaşabildi.
Yeni
Cuhurbaşkanına dönersek;
Hakkında bir sürü iddalarla suçlanan Başbakan Erdoğan, tüm iç ve dış
taraflara karşı üstün bir başarı elde etti. Görülen o ki artık Türkiye
gerçekten yeni bir Türkiye olacak.
İçte halkın yarısını karşısına alan, dış
ilişkilerinde de büyük sorunlar yaşayan, herkesle kavgalı görünen ve dışlanan
bu yeni Türkiye nasıl bir Türkiye olacak? İşte
şimdi asıl merak konusu bu.
Gözlemciler Yeni
Türkiye’nin Başbakan (yeni Cumhurbaşkanı) Erdoğan’ın istediği, tüm güçün tek
adam hakimiyetinde olduğu bir Türkiye olacağı görüşünde birleşiyor.
Başbakanlığı sırasındaki uyuşmaz tavrının Devlet adamlığına nasıl yansıyacağı
ise merak konusu.
Dış dünya
ilişkilerinde çeşitli sorunlar yaşasada güçlü ve politik açıdan tüm ipleri
elinde tutan Yeni Cumhurbaşanı Erdoğan’ın USA ve AB ülkeleri ile ilişkilerinde
pek de fazla bir değişim beklenmiyor.
Zira bu ülkeler kişsel olarak Erdoğan’dan
pek memnun olmasalarda, ilişkilerinde
güçlü adayları tercih ediyorlar.
Bunun
örneklerini tüm Dünyada ve özellikle de
Ortadoğuda Sudi Arabistan, Katar, Ürdün vbg. hiç de demokratik
olmayan ülkelerle olan iyi ilişkilerinde görmek mümkün.
Ancak Türkiye konusunda yine de tereddütleri var, zira Türkiye onlardan çok farklı bir ülke.
Ancak Türkiye konusunda yine de tereddütleri var, zira Türkiye onlardan çok farklı bir ülke.
Ekonomik alanda
hızla gelişen bir Türkiyenin Yeni Cumhurbaşkanı, tek adam T.Erdoğan’ın
yaratacağı yeni Türkiye’nin gelecekteki konumunu pek kestiremiyor olmaları,
onları oldukca huzursuz ediyor.
Türkiye’nin
çok fazla gelişmesini çıkarları
açısından istememekteler.
Yurt
içinde olduğu gibi onlarda şimdi Yeni Türkiye’nin alacağı pozisyonu merak
bekliyorlar.
İç politika
açısından da durum pek farklı değil.
Yeni Türkiye’nin nereye yöneleceği içeride de merak konusu.
Bu yeni durum hakkında az da olsa hem AKP seçmeni hem de muhalefet tarafında (daha büyük ölçüde) çeşitli söylentiler ve korkular var.
Yeni Türkiye’nin nereye yöneleceği içeride de merak konusu.
Bu yeni durum hakkında az da olsa hem AKP seçmeni hem de muhalefet tarafında (daha büyük ölçüde) çeşitli söylentiler ve korkular var.
Seçimlerin nasıl
olup da bu kadar büyük farkla Erdoğan’ın kazanmış olduğu tartışmalarında,
muhalefet taraftarlarının suçlu arayışında ilginç saptamalar var.
Başlarda yoğun olarak oy vermeyen tatilciler suçlanırken asıl nedenin CHP’nin tüm halkı kuçaklayacak alternatif politikalar üretememiş olması dile getiriliyor.
Tatilciler konusu
bir yere kadar doğru gibi gözüksede, asıl nedenin muhalefetin Erdoğan
taktiklerine yenik düştüğü, daha vahimi
yok olma tehlikesi yaşadığı gerçeğidir.
Seçim
sonuçlarıyla ilgili yapılan tüm tahlillerde birnebze doğruluk payı olsada, kanımca bunun asıl
nedenini AKP nin 12 yıllık döneminde
ülke ekonomisinin önemli bölümünü ele geçirmiş olmasında aramak gerekir.
Bu 12 yıllık süreçte ekonomik açıdan
zenginleşen bir orta sınıf yaratılmıştır.
Ekonominin dolayısı ile iş
imkanlarının önemli ölçüde AKP eline geçmesi, Erdoğanı beğenmeyen kesimlerin de bir anlamda eli
mecbur hale sokulmuş olmasıdır asıl dikkat edilmesi gereken.
Seçimlerde AKP ve Erdoğan başarısını beğenmesede, AKP (Erdoğan’a) ye oy veren
kesimlerin gerekçesinde aramak doğru olur.
Halkın büyük bir
kısmı cüzdanı dikkate alarak tercih yapmak zorunda kalmıştır.
Bir çok tanığım AKP yi beyenmemekle birlikte işsiz kalmamak, aç kalmamak gibi gerekçelerle Erdoğan’a oy verdiğini söylemekteler.
Bir çok tanığım AKP yi beyenmemekle birlikte işsiz kalmamak, aç kalmamak gibi gerekçelerle Erdoğan’a oy verdiğini söylemekteler.
İş dünyasının
birçok önemli isimlerininde işlerini
sürdürebilmek için AKP yi destelediği biliniyor.
Halk kesimi ise
politik görüşünden çok midesini, cüzdanını, ya da çoluk çocuğunun geleceğini
düşünerek böyle davrandığını biliyoruz.
Kısaca AKP büyük halk kitlelerini ekonomik açıdan kendine bağlamıştır. Seçimlerin %
51. 8 gibi yüksek bir oranda Başbakan Erdoğan tarafından kazanılmış olması
ardında bu gerçek yatıyor.
Önümüzdeki çok
önemli dönemde Yeni Türkiye’nin nasıl şekilleneceğini hepbirlikte
göreceğiz.
Türkiye açısından en kritik
bir dönem bizi bekliyor.
Yaşanlar basit bir Cumhurbaşkanı seçimi değil. Durum herşeyin ötesinde bir Rejim değişikliğine işaret ediyor.
Yaşanlar basit bir Cumhurbaşkanı seçimi değil. Durum herşeyin ötesinde bir Rejim değişikliğine işaret ediyor.
Türkiye’nin
demokratik ortama kavuşması açısından en önceliği aklıbaşında politikalar
üreten, denge oluşturabilen güçlü bir muhalefetin
varlığından geçiyor.
‘Yeni Türkiye’ hepimize hayırlı olsun.
Yorumlar
Yorum Gönder
REACTIES