' JE SUIS CHARLIE'
Ahmet Palaz
" Traying to
write satire in the 21st Century is like pissing into the wind"
Jaime Delano
Soru
işaretleri dolu alçak Paris çinayeti kafaları iyice karıştırdı.
- Sokak
neden bu kadar boştu?
- Kafasına
sıkılan o yerdeki polis'in başından neden hiç kan dökülmemişti?
- Araba
neden orada park etmiş ve dikkat çekmemiş di?
- Daha sonra
medya da gösterilen araba aynı mıydı? Aynaları neden farklıydı?
- MSM den gösterilen görüntüler gerçek mi?
.......vs.,
vs....ve,
yoksa iddia
edildiği gibi bu cinayet ve sonrası yaşananlar, CIA ile Mossad'ın
bir oyunu
muydu? 9/11 olayı ile bezeşiyor mu
ne?...
Bunlar ve, daha bir sürü ipe sapa gelmez komplo teorileri de yanında extradan eşantiyon.
Propaganda
makineleri tam gaz almış. Kafalar iyice
dağılsın diye tüm bunlar?
Sosyal medya
da herkes bir anda terör uzmanı oluverir.
Yaşananları
iyi tahlil eden, ilişkileri iyi bilen edalarında bizlere işin
aslını, olayların
arkasında kimlerin
olduğunu ve bundan sonra daha
neler olabileceği konusunda açıklamalar yaparak,
ahkâm keserler
de, neden şu kahpece katledilen Cartoonist ler
hakkında tek laf edilmez.
Ölüleri bile
çatlataçak bir anlayışla; -‘yaa ama başka yerler de
hergün yüzlerce müslüman katlediliyor
neden bunlar için de sokağa
dökülmüyorlar da hep Paris, hep Paris’- gibi
saçmalamalar
da
dinliyoruz.
Belli ki
atasözümüz ‘Ateş düştüğü yeri yakar’ sözünü ya hiç
duymadılar ya da duymazdan geliyorlar.
Paris
olayını tv ler den izlerken unutmamamız gereken birşey var.
Anaakım
medyanın bu tür olaylarda genelde ‘Ulusal Çıkarlar
Teknikleri’ni uyguladığı
bilinir (NLP).
Yani medya
bu durumda duygularınızı hedef alır ve ‘Ah ne kadar
kötü’ türünden sözlerle olayı
kınamanızı sağlar. Bu kritik düşünme
yetinizi aradan çıkartmak içindir.
Ardından
medya da söz alan uzmanlar çeşitli psikolojik
açıklamalarla olayı anlatır,
olayın nasıl hazırlandığı
ardından neler
olabileceği konusunda anlattıkları karmaşık hikayelerle
kafanızın
biraz daha
karışmasına neden olurlar. (Medya teknikleriyle ilgilenenler konuyu
bilirler. Algı oluşturma ve yönetme).
Internette
çeşitli sayfalarda şimdiden binlerce komplo-teoriyi
okuyabiliriz ve, ana-akım medya’nın
görüntülerinin analizlerine
ulaşmak çok kolay.
Tabi tüm bunlardn sonra kafanız
iyice
karışmamış beyin hummasına tutulmadıysanız işi daha da ileri
götürüp saldırının arkasında
Batı’nın olduğunu savunan
dökümanlara doğru yol alırsınız.
Şayet
beyninizde yün yumağına karışmamış bölge kaldıysa şu son
yılların trendin’e
uygun, tv lerdeki
‘Home land’ türü serilerden de
öğrendiklerimizle belki bir sonuca ulaşırız.
‘who don’ it?...
Kısaca
yazayım istedim.
Şu an beni bu alçak
katliamın kimin yaptığından çok, Charlie
Hebdo’nun aramızdan hunhar bir
katilam sonucu ayrılmış olan
ekibi ilgilendiriyor.
Bu kadar iyi bir kadro sanırım bir
daha çok zor bir araya gelir.
Sanıyorum şimdi
‘Satire’ ve Charlie Hebdo sevenlerinin belki de
tek tesellisi dünya’mızda
her coğrafyada
bir gönül bağı
olmasıdır.
Şaşmaz bir anaraşist çıkışla günümüz tüm otoritelerine kritik
yaklaşan
(özellikle de siyasetcilere) bu satiric cartoonists’ler, kalem
çizimlerinde de
görüldüğü gibi başı
yontuldukça sivrileşerek
yazmaya, çizmeye devam edeceklerdir.
Zira onlar düşüncenin
ve kendini ifade edebilme özgürlüğüne
adamışlar kendilerini.
Şimdi o çok
bilmiş komplo-teorilerimizi bir kenara bırakıp bu
özgürlük savunucuları önünde saygı ile
eğilme zamanı.
Yorumlar
Yorum Gönder
REACTIES