BOP DEDİK ! Yoksa ben Terörist miyim?.




Ahmet Palaz 


Batı'nın refah toplumları temelden sarsılırken son Paris olayından sonra
batı medyasında 'İslami Terör nasıl oluştu da bizi vuruyor' 
tartışmasında kafalar oldukca karışık.

Ortak yargı, 'artık kimse güvende değil'.
Peki bu günlere nasıl geldik?

Hiç unutamadığım günlerden biri.

Her zamanki gibi İş sonrası eve dönmek için trendeyim.
Elimdeki gazeteye dalmış haberleri okurken birden 
makinist'in mikrofondan yükselen sesi ile dikkatim dağılıyor.

Geldik mi? diye dışarı bakarken makinist bir radyo spikeri edasıyla Irak'ın bombalandığı haberini duyuruyor. Ardından yolcuların sevinç çığlıkları ve alkışlar yükseliyor. 

Süratle yol alan tren'den dışarı bakıyorum. Hızla geçtiğimiz bazı duraklarda insanlar sevinçle 
trendekilere el sallıyor.

Şaşkın bakışlarımı trendeki yolculara çevirirken onların yüksek sesle birbirleri ile konuşurken savaşın başlamış olduğuna sevindiklerini görüyor ve onlarla aynı trende birlikte olmaktan utanç duyuyorum.

Savaş sevinilmesi gereken bir şey mi?
Genelde barış taraftarı, farklılıkları zenginlik olarak kabul eden bir halk diye tanıdığım bu insanların davranışlarını çok garipsiyorum. Yüksek seslerle tartışmalarına kulak verdiğimde akıl tutulmasına kapılmış fanatik yolcuların; - yaşasın, nihayet başladı! diyen sesleri ,aralarındaki konuşmalar şaşkınlığımı daha da büyütüyor.

Bu insanlar benim daha önce tanığım halk' a hiç benzemiyor.
Yoksa ben mi onları yanlış tanıdım diye kendimden şüphe ediyorum.
Başım öne eğik düşüncelere dalarken, arada bir göz ucuyla etrafıma bakıyorum. Bazılarının bana baktığını görüyorum. sevinçlerine katılmadığım için olacak bakışlarındaki giderek artan şüpheyi hissediyorum. 

Pek kara kafalı olmasam da esmerim. 
Onlarla aynı görüşte olmamam akıllarına kötü şeyler getirmiş olmalı. 
Yoksa ben Terörist miyim?
.
Tren ineceğim büyük istasyonda duruyor. İstasyondaki büyük kalabalık heyecanlı ifadelerle savaşı konuşuyor. Çoğunun yüzünde ve hareketlerinde sevinmiş oldukları ifadesi var.

Ortak değerleri benimsediğimi sandığım bu insanlarla aramda büyük uçurumlar olduğu hissine kapılıyor ve üzülüyorum.

Kalabalık içinde istasyondan dışarı doğru yürürken önümde
yürüyen bir çiftin konuşmalarına tanık oluyorum.
Kadın'ın; - bu ne rezillik savaşı nasıl savunursun'- dediğini duyduğumda içim ısınıyor 
ve düşüncelerimden sıyrılıp yalnız olmadığımı hatırlatan bu sözle tekrar umutlanıyorum.

Savaşı öncesi ABD ve AB ortaklığındaki propagandaların tesirindeki batı halkı 'genelde' savaşı savundu.

Hangi gerekçe ile olursa olsun sorunların savaş yerine diyalog ile çözümünü hep savundum. 
Savaşların artık yaşamlarımızdan çıkması gerektiğine inanıyorum,

Dünyanın daha adil, yaşanılır bir yer olması için savaşın sadece ve sadece 
bir saldırı halinde kendini savunmak için olabileceği görüşündeyim.
O günden sonra savaş karşıtı barış isteyen insanlarla bir arada olmaya daha çok çalışıyorum. 

Kimilerine göre soft, pasifist bir görüş bu

Hayır' ben öyle olmadığına, savaşın insanlığın en büyük düşmanı olduğuna inanıyorum. 
BOP Aklıma tekrar geliyor; ve tüm mazlum halklar için şimdi barışı savunanlarla aynı safta yer tutuyorum.

Yoksa ben Terörist miyim?.

Yorumlar

Popüler Yayınlar