‘Game changer’ Rutte VS Erdoğan



Seçim'in galibi Rutte ve Erdoğan         

‘Game changer’ Türkiye krizi




Korkulan olmadı.

Exitpol sonuçları genel olarak yanılmadı. PVV 5 sandalye ile oyunu arttırmış da olsa yarışı Rutte’nin Liberal partisi VVD’ye kaptırdı. PVV ikinci parti durumuna düştü. Böylece Wilders’in PVV’si oy kazandığı halde kaybetmiş, Rutte ise (VVD) oy kaybına rağmen kazanan taraf oldu.

Seçim tartışmaları partilerin birbirlerine çoğu konuda benzerliği nedeniyle pek de heycanlı geçmiyordu. Son güne kadar beklenen ‘game-chang’ beklentisi son iki günde ortaya çıktı. 

Bazıları game-chang yakıştırmasını olayın ciddiyetini sarstığı gerekçesiyle Hollandaca yeni bir isim önerenler de oldu. 
Bir çeşit terazi anlamına gelen ‘Kantelaar’ denmeliydi.

Siyasetin cilvesi diyelim. 'Gamechanger' olarak seçimlere damgasını vuran, Hollanda-Türkiye krizi oldu. 

Seçim sonuçlarında Wilders’i üzen, sağda kendine yakın küçük partilerin oylarını bölmüş olmasıydı. 

Wilder’in birinci parti olamamasının önemli nedenlerinden biri de Hollanda halkının çoğunluğunun aşırı ve ayrıştırıcı popülistlere itibar etmemesiydi. Rutte de seçim sonrası bunu dile getiren cümlelerle seçmenlerine teşekkür ediyordu.

CDA az da olsa yükseldi. Demokratlar D66 da yükselenler arasında. PVV ile başa baş gidiyorlar. Sosyalist Parti 1 puan kayıpla kendi yerini korumunu korumuş, Yeşil Sol GL ile aynı 14 sanalye’ye sahip ve çok az bir farkla Sol’un en büyüğü durumunda.

İşci parti PvdA’nın dibe vurmasına bazı çevrelerden bakış ilginç.
Bunlara göre Başbakan Rutte nin kazanması kadar PvdA nın kaybetmesinde en büyük etken Türkiye krizi doalysı ile Türkiye olmuştur-. 

Bu görüşe göre herşeyin sorumlusu uyumsuz Türkler ve Türkiye. Tartışılır bir iddia.

DENK yine sorun yaratan tavrı ile dikkatleri çeken bir parti durumunda. Son tv debatlarında görünmedi ve medya ya karşı tutumuyla tepkiler çekti. TV yapılan son liderler tartışmasına katılmadı. 

Tartışma için karşısına çıkarılacak olan partilerden birini redederek sessiz kalmayı seçti. Bu tavrı korkak suçlamasına neden oldu ve çok yadırgandı. Sonuçta tüm tepkilere rağmen DENK 3 aday ile meclise girebilmeyi başardı.



DENK Hollanda siyasetinde başlı başına ayrı bir fenomen. 



Kimilerine göre AK Partinin uzantısı, kimilerine göre sürekli değişken, bazen müslüman, ırkıçılığa karşı, AKP güdümlü muhafazakar yabancılar partisi görünümünde. 

Partinin bundan sonra takınacağı tavır çok önemli. Büyük kentlerde bazı yerlerde PVV den büyük bazılarında kıl payı ikinci konumda.

DENK’in meclise girmiş olmasından rahatsız olanlar arasında ki görüş,  Ankara’da Sarayın Hollanda MİT’i olan AİVD’nin tüm çalışmalarından (Devlet sırlarından) haberdar olacağı ve bunun çok tehlikeli olduğu görüşü.

Bir başka tehilike de aşırı sağcı Wilders'in PVV sinden aday, eski Mossad ajanı Gidi Markuszower. Bu ilişki dolayısı ile PVV nin de İsrail Likud partisinin bir uzantısı olduğu iddia ediliyor.

DENK’in Hollanda medyası ile sorunlu ilişkisi önümüzdeki dönem çok tartışılacak.

Bunun yanında Hollanda medyası ile sorunlu olan sadece DENK değil. Wilders’in PVV si de medya ile sorunlar yaşıyor ve medya yı kendilerine karşı olmakla tarafsız olmamakla suçluyor.

Tarafsızlık ilkesi ve özgür medya tüm dünya da olduğu gibi Hollanda’da tartışmaların merkezinde.

Hollanda Gazeteciler Derneği  NVJ DENK’in seçim sonuçlarını partilerin karargahlarından takip etmekte olan gazetecileri salonlarına almamasına tepki gösterdi. 

- Medya’nın partileri ve siyasileri kritik gözle izlemesi herşeyden önce medya'nın en önemli görevlerindendir. Bunu engellemek yanlıştır. Halk adına siyaseti izleyerek gerçekleri araştıran medya demokrasinin olmazsa olmazıdır. DENK’in bu demokratik kurallar içinde görev yapan gazetecileri dışlaması kabul edilemez. Bu konuda öğrenmesi gereken çok şey var-...

Oylar sağ’ da ve sol’da dağılarak Hollanda siyasetine yeni bir görüntü veriyordu. Seçimin en önemli galibi Yeşil sol GL oldu. Oy oranını 4 kat arttırdı. Tarihinde en büyük yükselişini gördü. Güzel ve pozitif bir kampanya yürüttü. Özellikle genç nüfus kendine çekmeyi başardı. Yükselişinde PvdA dan gelen oyların da payı var elbet.

Geçmiş zamanların güçlü partilerinden Sosyal Demokratlar (PvdA) tüm zamanların en büyük kaybını yaşıyor. Parti büyük şaşkınlık içinde. Epeydir sorunlar yaşayan parti giderek yok olma tehlikesinde ancak 9 sandalye ye düşen partiyi kampanyada sırtlayan Başbakan yardımcısı PvdA lı Asscher sonucun sorumlusu olduklarını kabul ediyor. 

- Tarihimizin en kötü sonucu ancak, PvdA ve inandığımız idealler hala yaşıyor. Seçim sonuçları acı olsa da, bu bize en kısa zamanda tekrar toparlanarak ideallerimiz uğruna savaşmamız için neden oluşturuyor. Kendimizi halka iyi anlatamadık bunu yeniden ele almalıyız-.

Aslında Asscher biraz da haklı olarak; Biz bunu hak etmiyoruz, Hükümet ortağı olarak çok çalıştık. Ülkemizin önemli bir krizden çıkmasındaki payımız, çabalarımız yadsınamaz.

Büyük riskler alarak Hollanda yı bu krizden başarı ile çıkardık. İşssizliği düşürdük. Aldığımız önlemlerle ekonomimiz Avrupa’nın en iyilerinden. Bütçemiz 2 küsür milyar fazla verdi. Bu başarının sonuçlarını olumlu şekilde oy olarak geri alamadık. Kendimizi iyi anlatamadık-.

Bu da siyasetin ayrı bir cilvesi yine.

Hollanda’nın zor kriz döneminde, zor kararlarla başarılı işler yapmasına rağmen PvdA puan toplayamadı. Bunun nedenleri uzun.  AB de hatta Dünya daki (Almanya hariç) Sosyal Demokrasinin sürekli kan kaybetmesine bağlayabiliriz. Bu konuda farklı yorumlar yapılabilir. 

Ne var ki tüm bunlar Hollanda işci partisi gibi tüm zamanlarda önemli bir partinin bu gün içinde bulunduğu zor durumu değiştirmez.

Şimdi seçim sonuçlarına göre nasıl bir koalisyonun ortaya çıkacağı tartışmaları başladı. 

Rutte başbanlığında VVD, CDA, D66 ve + CU, SPG gibi bir yapı ile Merkez sağ da bir ortaklık çok konuşulsa da bunun hem sayısal bakımdan yetersiz hem de toplumu tam tatmin edemeyeceği görüşü hakim.

Bu olası durumda Yeşil Sol’un yeni kabide yer alıp almaması, lırsa hangi şartlarda olacağı ayrıca bir sorun yaratacak görünüyor. 

Bunun yanıtını Başbakan Rutte’ nin ve GL lideri Jesse Klaver’ın önümüzdeki günlerdeki tutumlarından öğreneceğiz. Anlaşmaya varmaları halinde bu olanak da mümkün ancak VVD ile GL in aralarındaki görüş ayrılığının pek de kolay olmayan konular olması anlaşmayı zorlayacak. 

Şu var ki gerçekte parti liderlerinin medya daki ilgiyle izlenen tartışmalarının sonuna doğru hemen hemen her görüşten kesimin hemfikir olduğu görüş, seçim sonuçlarının hangi yönde olacağı konusunda ipucu veriyordu. 

Tüm kesimlerde, Hükümetin bazı eksikliklerine rağmen genelde başarılı olduğu görüşü hakimdi.

Büyük oy kaybeden Hükümet ortağı PvdA nın ekonomi ve dışileri bakanları takdir ediliyor onların bu başarıdaki payı dile getiriliyordu. Ne var ki PvdA VVD nin aksine bu başarısını oy'a dökememiştir.

Sonuç olarak Hollanda halkı aşırı sağcı Wildersd’in PVV sini en büyük parti yapmamakla sonu belirsiz dahası tehlikeli olabilecek bir maceraya girmek istemediğini gösterdi.

Avrupa Birliği karşıtı partilerin istediklerini alamamış olmasının, genelde Halkın Avrupa Birliği doğrultusunda oy kullandığı olarak okumak mümkün.

Avrupa Birliğinden Rutte ye gelen kutlama mesajları da bunun göstergesi. Gözler şimdi nasıl bir kaolisyon olacağına çevrildi.



Daha sonra da gözler önümüzdeki 21 mart 2018 yerel seçimlerine çevrilecek.

Yorumlar

Popüler Yayınlar